6 Şubat 2009

Peki Ya Yaz?




İki gündür yataktan çıkamıyordu. Tam iki gün. En uzunuydu bu seferki. Her yeri, her yeri uyuşmuş gibiydi. Ağrımayan tek uzvu elleriydi.
Bu ağrıların onu nereye götüreceğini biliyordu. Bilirken bilmezden gelmesi güçtü. Hatta en beceremediğiydi hayatta bu. Biliyordu nereye gideceğini, neler olacağını, başına neler geleceğini.
Ama o yüzüne ta sonbaharda, kocaman bir gülümseme asmıştı. Dudaklarının iki yana yayılması lazımdı. Yoksa mutsuz olurlardı. Biri mutsuzken, biri giderken diğerleri de mutsuz olurdu. Olmamaları gerekti oysa. Giden giderdi, ardında mutsuz, umutsuz, acı çeken insanlar bırakmanın manası yoktu. Hayat öyle bir şey değildi. Mutsuzluk, umutsuzluk hayata yaraşmazdı. Onlar varken hayat olmazdı.
Yorganı kaldırdı, geceliği beline kadar sıyrılmıştı. Beyaz çarşafın üzerinde iyice bir esmer gözüken bacaklarına baktı uzun uzun. Geçen yaz bir sürü etek almıştı ucuzluktan. Bu yaz onları giymek istiyordu. Bu yaz etek giymeyi planlıyordu. Yakışıyordu ona uzunlu kısalı etekler. Tezgahtar oğlan öyle demişti. ‘Çok yakıştı’ demişti.
Nasıl da utanmıştı o gün. Tezgahtarın yüzüne hiç bakmadan alıp çıkmıştı etekleri. Yüzünde sert, biraz da küstah bir ifade ile çıkmıştı mağazadan. Kimse utandığını anlamamalıydı.
Hava bir kış günü için çok sıcaktı. Uzayan saçları ensesini yaktı. Topladı saçlarını, komodinin üzerinde duran kurşun kalemle küçük bir topuz yaptı. Tek bir bukle kalmıştı açıkta, omuzuna değen. O inatçıydı. Saçları uzuyordu. Bu yaz uzun saçlı olmak istiyordu. Kaç senedir hep kısaydı saçları.
Başucunda üç kitap duruyordu. Biri Ortadoğu’yu anlatıyordu, diğeri 20 yıldır geçmeyen bir aşkı, öteki hep görmek istediği Güney Amerika’yı.
Bu yaz gezmeyi planlıyordu. Doğu’ya gidecekti. Doğu’yu seviyordu. Akdeniz’i sevdiği kadar. Sonra belki her şey umduğu gibi giderse, Güney Amerika’ya bile giderdi. Bu yaz bilmediği sokaklarda, bilmediği rüzgarlarla saçları ve etekleri uçuşarak gezmeyi planlıyordu.
Aylardan şubattı. Mevsimlerden bahar olmuştu, bir sonrası yaz. Kış geride kalmıştı sanki çoktan. Ne büyük haksızlıktı. Kış bitmeden baharın gelmesi onu korkutuyordu. Ya yaz hiç gelmezse diye korkuyordu. Ya yaz hiç gelmezse, yalancı bir baharla göçer giderse... Sırasını şaşıran mevsimler gibi ya o da sırasını şaşırır, ne yapacağını bilemez, gerçek olmayan bir baharla vazgeçerse, ya vazgeçerse ...




Fon Müziği:
Winter - Kirstin Hersh

1 yorum:

kinik dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.