22 Kasım 2009

Rota



İt. rotta
a. 1. Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol. 2. mec. Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol: “Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu.” -Ç. Altan.

Güncel Türkçe Sözlük

Gjirokastra / Berat / Tiran

Fon Müziği: The Park - Bon Iver

20 Kasım 2009

Seni Görmediğime Sevindim...


Şehrin en kalabalık caddelerinden birinde görmemek için yürüdüm. Denedim. Oldu. Görmedim. Gözüm değmediği sürece görmüş sayılmam dedim. O beni gördü. Baktı, baktı....
Yüzüne baksam, selamını yalandan da olsa alsam; ‘Sen iğrenç bir insansın’ derdim herhalde. Sonra bir nefeste; ‘Ne oldu, neden şimdi bana selam vermeye karar verdin? Adam yerine koymazdın hani, umursamazdın. Yokmuşum gibi yapardın. Sanki sen çok adammışsın gibi. Ben sana bayılıyormuşum gibi. Nezaketti benimkisi. Asgari nezaket.
Hem zaten biliyor musun seni tanımak zorunda kalmasam, tanışmak da istemezdim. Bana kalırsa sefilsin, cahilsin, komplekslisin sonra üstüne bir de çirkinsin. Azken kendini çok sanan zavallının tekisin’ derdim.
İçimden geçerdi bunları söylemek. Hepsini değil ama nefesimin yettiği kadarını kesin söylerdim. Eğer görseydim...Görmedim...
Kafamı bile çevirmedim. Görmedim ki kafamı çevireyim. O beni gördü. Her söylemediğimi de anladı, eminim.
Ben görmedim, yürümeye devam ettim. Arnavutluk’ta neye ihtiyacım olacaksa onları aldım. Bir kitap aldım kendime, bir de en kalınından hırka.
Evime geldim. Parmesanlı makarnamı yedim. Bir kadeh kırmızı şarap içtim. Güzel bir gün geçirdim.
Görmedim. Güzel bir gündü bugün, seni görmediğime sevindim...


Fon Müziği:
Calm Like You - The Last Shadow Puppets

12 Kasım 2009

Yorgunluk


a. Çalışma vb. sebeplerle bireyin ruh ve beden etkinlikleri açısından verimlilik düzeyinin azalması: “Yorgunluktan ikimiz de pelteye döndük.” -S. M. Alus.
Güncel Türkçe Sözlük


Sözlükte bu kelimenin yanında fotoğrafım olsa hiç sakil durmazdı. Bilakis yüzümü gören kelimenin anlamını okumaya bile gerek duymazdı.
Bir aydır ne kadar yorulduğumu anlatmaya kelimeler yetmez. Zaten uygun kelimeleri aramaya da mecalim yok.
Tek istediğim tek bir gün. Bir tek gün. Koltuğuma gömülüp kâh kitap okumak, kâh film izlemek. Sokağa filan çıkmak istemiyorum. Şehre gitmek hiç istemiyorum. Evimde olmak istiyorum. Evimde dalga sesleri eşliğinde kitap okumak. Yağmur da yağabilir, itirazım olmaz. Ertesi güne yetiştirmem gerekenleri düşünmeden geçecek tek bir gün.
Hiç hazırlık yapmadım. Oysa on gün sonra Arnavut kaldırımlarında yürümeye gidiyorum. Geçen zaman zarfında yapılmayanların sayısı boyumu aştı.
Kontrole gidilmedi, test mest yaptırılmadı, çamaşırlar yıkanmadı, Balkanların soğuğuna tahammül etmemi sağlayacak giysiler gardroptan çıkarılmadı, masam toplanmadı, ev temizlenmedi, bir haftadır çevirinin tek satırına dokunulmadı, adam gibi yemek yenmedi, iki kilo verildi, sigaraya abanıldı, Aralık ayındaki seyahat için vize başvurusu yapılmadı, yazmam gereken yazılar yazılmadı.
Uykusuz gecelerde bolca makale okundu, bolca öğrenci yazısı düzeltildi, hem anadilim, hem ikinci, üçüncü dilim sürekli yanlışa maruz kalmaktan erozyana uğradı. Disleksim fark edilecek boyutlara ulaştı.
Üç gece üst üste uyumadan – hakikaten hiç uyumadan – okula gidebilmem şahsî tarihimde kırdığım bir rekordu. Bu rekor tarihime altın harflerle yazılmadı. Aslen son derece manasızdı.
Dördüncü gün yani bugün, az önce yorgunluktan ağlayacaktım. İlk kez tecrübe ettiğim bir duygu. Yorgunluktan ağlamak... Olabiliyormuş.
Oturdum koltuğa, bilgisayarımı kucağıma aldım, gözüm yerde duran kağıt yığınına takılıyor sürekli. 38 X 2, Comparison and Contrast Essay. Sıkıcı. Bu satırları sonlandırır sonlandırmaz, onlara dönmem gerek. Pazartesi sınav olacaklar, çocuklara lazım.
Candan, canandan çoktan vazgeçtim. Sadece uyumak istiyorum. Koltuğuma kıvrılıp uyumak, yatağa gitmeden şuracıkta uyumak. Uyuyakalmak, uyuyakalmaktan korkmamak, sandalyelerle arama bir süreliğine bir mesafe koymak...

Fon Müziği: Which Side Are You On? – Nathalie Merchant

1 Kasım 2009

Zencefil


Ar. zenceb³l
a. bit. b.
1. Zencefilgillerden, Hindistan ve Malezya'da yetişen, yaklaşık 100 santimetre yüksekliğinde, kamış görünüşünde, çok yüksek ve otsu bir bitki (Zingiber officinale).
2. Bu bitkiden elde edilen ve baharat olarak kullanılan toz: “Kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi.” -S. F. Abasıyanık.

Güncel Türkçe Sözlük





Fon Müziği:
Lola - The Kinks