24 Şubat 2010

Ev




a. 1. Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı.
2. Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane: “Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar.” -N. Cumalı.
3. mec. Aile: Evine bağlı bir adam.
4. esk. Soy, nesil.

Güncel Türkçe Sözlük


Fon Müziği:
- In These Arms - The Swell Season

17 Şubat 2010

Temizlik


temizlik, -ği
1. Temiz olma durumu, arılık (I), saffet, nezafet: “Kırk beş sene geçti, servi sandığının temizlik kokusu hâlâ burnumdadır.” -R. H. Karay.
2. Temiz durma veya tutma durumu: Çocukları temizliğe alıştırmalı.
3. Temizleme işi: “Yaşlı, ak saçlı, temizlik meraklısı, temizlik mütehassısı bir adamdı.” -A. Ş. Hisar.
4. argo Ortadan kaldırma, yok etme, öldürme.

Güncel Türkçe Sözlük

Fon Müziği: Elusive - Scott Matthews

10 Şubat 2010

Oyuncak


a.
1. Oyun aracı: “Çocuğun elinde oyuncak bir köpek.” -B. Felek.
2. mec. Önemsiz ve kolay iş: Oyuncak değil, mesele çok ciddi.
3. mec. Başkaları tarafından bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan güçsüz kimse.
Güncel Türkçe Sözlük






Fon Müziği: My Town - Racoon

4 Şubat 2010

Şey


İnsanlar başlarına bir şey geldiğinde, o bir şey hele de biraz kötü bir şey ise, bu sanki ilk kez olmuş ve sadece onların başına gelmiş hissine kapılıyor. Halbuki o şey en az bin yıldır filan varolan bir şey. Şey işte... Tam adını koyamasan da söylediğinde herkesin anladığı...
Tüm şeyler bir yerde duruyor bence, öylece bir yerde. Sonra sıraları geldiğinde, kimselere sezdirmeden çıkıyorlar yerlerinden, gidip kimi bulmaları gerekiyorsa buluyorlar.
Tüm hikâye bundan ibaretken, şu ömrü hayatta şaşıracak bir şey de yok aslen. Bizi şaşırtan zamanlamaları belki. Beni artık o da şaşırtmıyor. Hiç beklemediğin bir anda, hiç beklemediğin bir şey oluyor. Sen başka başka planlar yaparken hem de. Başka başka şeyler planlarken sen, başka bir şey oluyor. O şeyin o an başka bir yerde olması gerektiğinden o an değil de bu an oluyor. Ya da belki de, o şey o an kuytuda bir yerde dinleniyor. Her şey keyfe keder. Her neyse o şey geliyor, seni seçiyor, ne olacaksa oluyor. O şeyin adı da bazen hayat oluyor. John Lennon’ın dediği gibi işte...
Her şey bu kadar şeyken, bu kadar bilindikken, herkes birbirine benzerken, farklı sıfatı her musallat olduğu dudakta ne yaparsan yap sakil duruyor.

Fon Müziği: Beautiful Boy - John Lennon