27 Nisan 2009

Yol




/ Adana / Hatay / Halep /


Yol
isim. 1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer: “Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı.” -Ç. Altan.
3. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi: “Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu.” -Ö. Seyfettin.
4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer: Su yolu. Sel yolu.
5. Yolculuk: Yola çıkmak. Yoldan kalmak. 6. Gidiş çabukluğu, hız: Bu vapurun yolu az.
7. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi: “Celal Bey’i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür.” -H. Taner.
8. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik: Duyguların eğitimi de en iyi sanat yoluyla olur.
9. Kumaşta bulunan çizgi.
10. Kez, defa.
11. mec. Gaye, uğur, maksat: Bu yolda çok emek harcandı. 12. mec. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem: Bu işi yapmanın bir yolu vardır.

Güncel Türkçe Sözlük
Fon Müziği: Maps - Yeah Yeah Yeahs

24 Nisan 2009

24042009




Lağımlaranası ya da Beyoğlu / Dost / Düşman / Kırmızı Şarap / Leonard Cohen Live in London / Turuncu / Gölge


''Kimi yaşar, yazar, yaşar, yazar, yaşar, yazar. Kimi de yaşar, yazmaktan vazgeçer, yaşar, yazmaktan vazgeçer, yaşar, yazmaktan vazgeçer, sonra yazar ...''
Esrariler - Ahmet Güntan








Fon Müziği:
Leonard Cohen'den herhangi bir şarkı...

21 Nisan 2009

Hapşırık / Aksırık




Hapşırık, -ğı
isim Aksırık.

Aksırık, -ğı
isim:
Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık.

Güncel Türkçe Sözlük


Balık Çorbası
/ Misk / Thes/niki Planları / Halep Hazırlığı / Grip / Alerji / İkarus / Before the Rain





Fon Müziği:
Running the World - Jarvis Cocker

20 Nisan 2009

Kafası Karışır Mı Vapurların?*




Kafası karışır mı vapurların,
Yanlış iskeleye yanaşır mı onlar da,
Hani kırk yılda bir de olsa?
Dümeni yanlış yöne kırar mı hiç kaptan,
Boş bulunup mesela bir an?
Kafası karışır mı vapurların,
O yaka ile bu yaka arasında kalınca?
Kafası karışır mı vapurların,
Kuşluk vakti bir gün,
Martılar ve karabataklarla,
Geçerken mesela,
Kadıköy'den karşıya?..

© Zizania

*Semaritusa'ya...






Fon Müziği:
When the Ship Comes In - Bob Dylan

17 Nisan 2009

15 Nisan 2009

Zamk




Zamk
Arapça, isim
1. bit. b. Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte biçimsiz madde.
2. Bu maddenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği.
Güncel Türkçe Sözlük


Fon Müziği:
My Skin - Natalie Merchant

13 Nisan 2009

Vize




Vize
Fr. visa is. (vi’ze)
1. Bazı resmî kâğıtlara “görülmüştür” anlamında konulan işaret ve bu işareti koyma işi.
2. eğt. Ara sınav.
3. huk. Bir ülkeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin: “İçeriye girmen için vize mi bekliyorsun? İngiliz validenden izin mi gelecek?” -R. H. Karay.

Güncel Türkçe Sözlük

Suriye / Cafe Latte x 3 / Çiçekçiler / Papatya / Kennedy Lodge / S, L, T / Öğle Yemeği / Leylek Sürüsünü Havada Görmek / Çikolata / Yağmur Duası




Fon Müziği:
In the Heat of the Morning - The Last Shadow Puppets

7 Nisan 2009

CTRL + ALT + DEL


Günlerden pazartesiydi. Sevmezdim ben pazartesileri. Perşembeleri severdim, bir de pazarları. Onları da akşamüstüne kadar. Sonrası zor gelirdi. Pazartesine geçmek istemezdi hiç canım. Ne de olsa pazarın ertesiydi melun. Salıydı bir sonraki, sallanırdı. Perşembeleri severdim ben en çok. Ama o gün günlerden pazartesiydi. Sevmezdim ben pazartesileri. Ağlamayı sevmezdim bir de hiç. Sonra hıçkırmayı. Burnumum akmasını. Ağlamaya dair her tür teferruatı.
Aldığım tüm kötü haberleri alt alta yazdım önce. Sonra yan yana. Okudum yazdıklarımı. Tekrar ettim kendi kendime. Kötü haberlerime çalıştım. İster çoktan seçmeli, ister paragraf sorusu. Sorun söylerim cevabı. Şıpın işi anlatırım olanı biteni ya da istersem biteni olanı.
Boş bulunmuşum tam o esnada, düşünmüşüm allahlar korusun. Onca zaman aklıma gelmeyen ne varsa gelmiş hepsi aklıma birden. Tam yapmak istediklerim kalkmış giderken, yapamadıklarım çalmış kapıyı. Bir bakmışsın muhtemelen yapamayacaklarım geçerken çat kapı uğramaz mı? Bir fena olmuşum ben. Sorma herkes gitsin.
La hevla vela kuvvete. Olacak iş değil.
Saçmaymış, komikmiş, yalanmış, yanlışmış. Ama en çok da beyhudeymiş hepsi.
Işık sana söylüyorum, bu öyle bir rüya ki anlatsam inanmazsın. Sussam konuşmazsın. Konuşsam duymassın. Sen var ya beni bir dinlesen, lal olursun, âmâ olursun.
Böyle bir sabah uyanmışım, mahrum olmuşum ben her şeyden. Elini beline koymuş hayat, 'haddini bil, geri dur' demiş, 'geri dur!' Durmuşum ben de geri. Söz dinlediğimden değil, başkası gelmediğinden elimden.
Hani işte o sabah ellerim bile yerinde yokken. Hani işte o pazartesi elim ayağım, dilim, aklım tutmazken.
Sonra geçmiş perşembeler, cumalar, cumartesiler. Geçmiş gitmiş günler.
Öyle tuhaf bir iş ki bu, yazılamayan hikâyeler bile önünde sonunda biter...


Fon Müziği:
Shame on Me - Edie Brickell and New Bohemians

2 Nisan 2009

Nisan ( - 1 )






nisan Arapça. n³s¥n
isim (ni:san)
Yılın dördüncü ayı, april.

Güncel Türkçe Sözlük



Soğuk / Uyku / Çay / Buda As Sharm Foru Rikht / Hediye / Essays in Love / Duman I / Duman II / Bodrum



Fon Müziği:
Cliffhanger - Cocoon