14 Haziran 2008

Matkap Sesi



Ne güzel serindi hava. Perdeler uçuşurken ve Lilac Wine çalarken komşuda yatağıma süzüldüm. Sonra sabah aynı komşudan gelen matkap sesiyle uyandım. Hayatta tahammül edemediğim seslerin başında gelir matkap sesi. Gayri ihtiyari kendimi balkona attım. ‘Ama bugün Cumartesi, bir – iki saat sonra başlasaydınız ya!’ diye seslendim aşağıya. Usta ‘ama sonra sıcak oluyor’ dedi. ‘Evet,’ dedim, ‘sonra sıcak oluyor. Uyuyamıyor insan.’ Biz böyle hasbıhal ederken, üst komşunun ‘düzgün’ kızı çıktı balkona. ‘Zizania abla, bir içeri girsene. Bir şey diyeceğim sana.’ dedi ciddi bir ifadeyle. İçeri girdiğimde üzerimde bulunan kıyafetlerin ya da bulunmayan mı desem bu tür bir konuşma esnasında hiç ciddiye alınmayacak şeyler olduğunu fark ettim.
Harika. Sabah sabah tüm mahalle yatakta ne giydiğimi ya da ne giymediğimi böylelikle görmüş oldu. Merak ediyorlar mıydı bilmem. Bildiğim nadiren kızaran yanaklarım al al olmuştu. Hemen sonra kendime geldim. ‘Ne var ya, allah allah istersem anadan üryan gezerim, kime ne! Hem sakız sardunyalar ve incir ağacı vardı önümde.’ ruh haline girdim.
İki günlüğüne buralarda yokum. Zaten şehirde kalıyor olsam da sanırım bir süre gün ışığında, hani bir ihtimal yüzümü unutturabilirim belki diye evden çıkmazdım.

1 yorum:

Emre KORLU dedi ki...

aman insanlar önce kendilerinin ne giydiğine baksınlar..biri çağırır diye evde hali hazırda bekleyemez ki insan..bu yüzden yanaklarını serin tut..bu arada bende matkap sesine hiç tahammül edemem..alt katta oturan sakinler bu aralar hiç sakin duramıyorlar evinde bir sabah uyandığımda o sesi duymasam bu insanlara ne oldu derim kendikendime:)
sevgiyle kal..