25 Ekim 2008

Bana Erişiminiz Mahkeme Kararıyla Engellenmiştir

Burma'ya ya da Mynmar'a taşınmaya karar vermiş bulunuyorum. Araştırdım iş bulabilirim, kiralar da düşük. Hem orda faşizmin adı da faşizm. Dikta rejmine de dikta rejimi diyorlar, demokrasi filan değil.
Bir mahkeme kararı daha bekliyorum, beni de kapatsınlar. Sürsünler hatta bu ülkeden, nereye isterlerse oraya yollasınlar. Hiç umurumda olacağını sanmam.
Gözümün önünden gitmeyen bir fotoğraf var benim, kaldırımda boylu boyunca yatan bir adam... İçimi acıtan çok şey var. Öfkeye çalan. Zaten uzuncadır burada yaşıyor olmaktan utanıyordum, kapatsınlar mahkeme kararıyla beni, sonra da sürsünler. İşime bile gelir.
Sınıfımdaki öğrencilerden biri Kürt, ana dili Kürtçe. 'İlk kez yabancı dil öğreniyorum' dediğinde, 'olur mu Türkçe öğrendin ya' dedim geçenlerde. Dondu kaldı. 'Hocam, siz hakikaten Kürtçe'yi dilden sayıyor musunuz?' dedi ağzı bir karış açık. Boğazım düğümlendi. Düğüm düğüm oldum. 'Elbette,' dedim, 'üstelik fonetiğini de severim'.
Bazı öğretim elemanları, 'Aman da türbanını çıkar başından, onun yerine şapka tak' diyor kız öğrencilere. 'Beni kandır, hadi kandır' diyorlar yani mütemadiyen. Biri de çıkıp 'kadınlar neden başını kapatmalı ki, bunu kendine neden yaptırıyorsun ki' demiyor. Herkes binmiş bir kandırdur arabasına, son gaz kendi cehennemine gidiyor.
Kimse gündelik hayatına, kendine dönüp şöyle bir bakmıyor. Kişisel olan her şeyin siyasî de olduğunu anlamıyor. Hani var ya müdürün şirketteki, o mesela seni sömürüyor. Mesai ücretlerini vermiyor. Evdeki sevgilin var ya, en temel haklarına tecavüz ediyor. Var ya o öğretmenin sınıftaki, senin özgür düşünmeni engelliyor...
Ortaokuldaydım, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde, meğerse o dönem yasaklı bir kitabı koymuşum kaynakçama. Evde bulmuştum. Onüç yaşındaydım. Rakamla 13. Öğretmen çağırmıştı beni yanına; 'Bu kitabın ne olduğunun farkında mısın?' demişti. 'Ee, kitap işte' diye kekelemiştim. 'Bu seferlik seni affediyorum ama bir daha böyle bir kitap görürsem elinde, kaynakçanda seni disiplin kuruluna sevk ederim.' demişti. Gözleri kocaman olmuş yüzüme bakarak. Oradan da mahkemeye giderdim herhalde. Örgüt kurmak suçundan 3 - 4 yıl yer, çıkınca psikiyatrik tedavi görür, ödevini yapan iyi öğrenci yerine kötü vatandaş olarak fişlenirdim. Bunlar şimdi düşündüklerim.
Korkmamıştım tabii. Hem de hiç. O yaştaki aklımla gülmüştüm bile bir kitabı yasaklamalarına. Evdekilere bir şey dememiştim. İkinci dönemki ödevim yerine de aynı ödevi tekrar temize çekip vermiştim. Bu kararı da bizzat kendim vermiştim.
Blogger'a bilmem ne sitesi üzerinden ulaşılabiliyor diyorlar ya, ulaşmayacağım. Son kez yazıyorum buraya. Mahkeme kararıyla bana erişiminiz engellenmiştir...


Meraklısına Not:


faşizm
isim Fransızca fascisme

1 . İtalya'da 1922-1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin, tek partinin elinde toplandığı düzen.
2 . Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti.


Kaynak: TDK

1 yorum:

kinik dedi ki...

yuh!!! bunun da mi olabilirliligi varmis..ben kullandigim mantigi degistirecegim, ulke degistirmek zor..ya da pafkufe sarar sahte cennetimde yaşar ölürüm...banane sizin dunyanizdan..
son kez yazmayin ya..inadina yazsaniza..burada herkes birbirini seviyor..