14 Eylül 2008

Rehavet ya da Fırında Çipura




Alacalı bir kedi balıkçının kamyonetinin arkasından koca bir çipurayı kaptı. Çiftlik çipurası ya bunlar şimdi, bayağı iri. Tadı tuzu yoktur ama.
Hızla karşıdaki evin bahçesine doğru koşturuverdi alacalı kedi. Tek sıçramada bahçe duvarına çıktı. Çıktı da ağzında balığın sadece kafası kaldı.
Masanın altında miskin miskin uyuklayan Duman, birden ışık hızıyla yerinden fırladı. Göz açıp kapayıncaya kadar karşı evin bahçesinin duvarının dibine vardı. Alacalı kedi duvarın üstünde, bizimki yerde, birbirlerine kabarıp duruyorlar.
Yok olmaz, bu yerde duran balık, alacalının kısmeti. Bizimki hiç ilişmemeli.
‘Dumaaan,’ diye bağırdım. Sanki bir kediye laf geçirmek mümkünmüş gibi. Döndü baktı soru soran gözlerle, önce bana, sonra yerdeki balığa. Alacalı atladığı gibi duvarın üstünden balığı kaptı. Duman gafil avlanmıştı. Tırıs tırıs geri geldi. Eminim bana öfkeli. Hemen mamasını verdim. Yemedi. Yok yok, küstü belli.
Yağmur çiselemeye başladı. Konu komşu sevinçle kendini sokağa attı. Bu iyiye alamet değil. Bu civarda kendini sokağa atan herkesin yolu, ne hikmetse bizim bahçeye çıkar. Oysa ben duracaktım. En fazla yağmuru dinleyecektim ama en çok da duracaktım.
Bir anda masanın etrafı doldu. Deneyden konuşuyorlardı. Çay demlemeye kalktım. Yine deneyden konuşuyorlar. ‘Sen ne düşünüyorsun?’ dedi biri elimde tepsiyle yanlarına varınca. ‘Düşünmüyorum,’ dedim. Şaşırdılar. Düşünmüyorum hakikaten ama. Hatta ‘bana ne’ bile diyebilirim.
Yıllardır tanıdığım mevsimlik dostlarımdan biri; ‘İnanmam,’ dedi, ‘Sen düşünmeyeceksin ha!’ Bir iki laf ettim. Düşünüyormuş gibi yaptım. Büyük olasılıkla da saçmaladım. Baktılar açmayacak onları sohbetim, çaylarını içip bir bir bahaneler uydurup gittiler evlerine.
Oh be! Yeniden durup hiç düşünmeden, hiç konuşmadan günü bitirebilirim.
Yusuf Atılgan’ın Canistan’ından; ‘Olur, gideriz işte...’ cümlesi düştü aklıma. Tam hatırlamıyorum ama şöyle bir şeydi sanki; ‘On dönüm bağ, bir de beygir. Olur, gideriz işte...’
Olur gideriz tabii, ne deneyi, ne deneyip deneyip becerememesi. Sonra ne tasası, ne derdi!..
Üzerime nasıl bir rehavet çöktü...


Fırında Çipura

2 kişilik

Malzemeler
• 2 adet deniz çipurası
• 2 adet orta boy patates
• 1 adet büyük boy soğan
• 5-6 kiraz domates
• zeytinyağı
• tuz
• karabiber
• 1 adet fırın poşeti

Temizlenen balıkları yıkayıp kuruladıktan sonra iç kısmına ve dışına zeytinyağı sürüp tuz ve karabiber serpin.
Soğanı soyup halka halka doğrayın. Patatesleri soyup uzunlamasına ikiye kesip doğrayın. Kiraz domatesleri ikiye bölün. Hepsini karıştırın, üzerlerine bir miktar yağ gezdirip tuz ve karabiber serpin.
Fırın poşetine sebzelerin yarısını yayın. Üzerlerine 2 balığı yerleştirin. Balıkların üzerine kalan sebzeleri dizin. Poşetin ağzını kapatıp birkaç yerine bıçağın ucunu batırın. Fırın tepsisine alıp önceden ısınmış 200C fırında pişirin.

1 yorum:

Rüyacı dedi ki...

Mevsimidir. Yakında denizlerdeyim bende.
Balık tarifini bol verir misin zizania .? :-)