21 Eylül 2008

Yaz Bitti



Yaz bitti. Bütün gün yağmur yağdı. Hâlâ da yağıyor. Yattığım yerden izliyorum yağmuru. Hava karardı. Şimşek çakıyor. Bir aydınlanıyor her yer, bir kararıyor.Deniz sahili dövüyor da dövüyor. Yaz bitti. Bu sefer gerçekten...

Bugün bizim bahçeyi mesken edinen, adını Mülksüz koyduğum sokak köpeği doğum yaptı. Zor bir doğumdu. Sabah erken saatlerde başladı, neredeyse tüm gün sürdü.
Başından hiç ayrılmadım. Suskun, masum gözlerle bana baka baka doğurdu yavrularını Mülksüz. İlk üç yavrusunda elifi elifine bir annenin yapması gereken her şeyi yaptı. Ama talihsiz dört numara öyle doğduğu gibi kaldı. Kendisini temizlemek ve kurulamak bana düştü.
O kadar küçük ki... Bir dahaki yaza mesela, kocaman olacak. Gelen geçene havlayacak ve hatta bizim bahçedeki kedilere musallat olup, huzurlarını bozacak. Ama şimdi avucuma sığıyor işte.
Beş ve altı numaranın da vaftiz annesi bizzat benim. İleride hatırlatırım kendilerine bunu sık sık diye düşünmekteyim.
Tam altı tane daha Mülksüz'ümüz oldu.
Şimdi ‘Mülksüzler’, annemden aldığım özel izinle koridorda mutlu mesut uyuklamaktalar. Arada derin derin nefes alıyorlar. İçlerini çekiyorlar. Sanki ‘oh, ne iyi oldu da doğduk’ diyorlar. Dört numara çok yaman. Kutudan atlayacak utanmasa. İki üç saatlik ömrüne rağmen nasıl da cesur. Aslında belki de cesareti bundandır.
Mülksüz’e yuva yapmaya çalışırken depoda, çocukken Hollanda’dan bir ahbabımızın getirdiği plastik çizmeleri buldum. O zamanlar büyük geldikleri için hiç giymediğim, sonra da unuttuğum çizmeleri görünce hazine bulmuş gibi sevindim.

‘Mülksüzler’ rahat rahat uyuklarken, dışarı çıkıp yağmurda ıslanabilirim artık. Su birikintilerine basıp, üzerlerinde istediğim kadar zıplayabilirim.
Altı köpek yavrusu, yağmurda giymek için yazlık evde bulunan plastik çizmeler...
Yaz giderken mutlu etmeyi unutmadı. Zaten o aslında hep beni böyle kollardı.

Hiç yorum yok: